çiçek2

25 Haziran 2014 Çarşamba

Bir küçük hikaye



 Aklım o kızda kaldı....
Ne çok ağlıyordu, ne samimiydi ifadesinde,
İlk defa dürüstlüğün birine bu kadar yakıştığına şahit oldum.
İnsan insanı bu kadar sevebilir miydi ki ?
Bu kadar masumluk var mıydı ki ?
Aşk tek taraflı olunca mı aşktı ?
Fedakarlığı ahmaklık sayanlar ne yüzeyseller..
Otobüse en son bindi. İmkanı olsa gitmeyecek tüm ömrünü o anda hapsedecek gibiydi.Kız daha çok sarılıyor, gözlerini çocuktan alamıyor, ellerini ezberliyor, ona birşeyler söylüyordu. Çocuk ilgiyle ilgisizlik arası, kararsız, mutsuz, zoraki gülümsüyor.
Ve tesadüf kız yanımdaki koltuğa kendini zor atıyor, cam kenarını ona veriyorum. Hemen hareket ediyoruz. Kız hıçkırıklara boğuluyor, o'nu en son göreceği yere kadar çabalıyor.. Sanki bu son görüşmeleri.. 
* Eşin mi? diyorum
* Hayır , diyor
* Susuyorum
......................
......................
* Nişanlım, yakında evleneceğiz
içimden 'eee neden ağlıyorsun' diyorum
* Ama ben o nu daha çok seviyorum, sanki bu son görüşmemiz
.........................
Bana çok şey anlatıyor, ilk defa tanıdığı ve bir daha belki de hiç göremeyeceği bana..Şimdi düşünüyorum da hiç tanımadığına doğru veya yanlış şeyleri anlatmak sağlıklı bir davranış.Birincisi gayet güvenilir, ikincisi kendiyle ilgili yalan hayallerini de anlatmış olabilir böylece içinde ukde kalmıyor. 

Parmağında yüzük vardı olmasa nolur ki o zaten gönlüne yazmış. 

Şimdi merak ediyorum acaba yolların ayırdığı bu gençler ne alemde..Ama kız ayrılacaklarına emindi, oğlanın kızın  yüzüne söylemeye cesaret edemediğini telefonda söyleme ihtimali yüksek,
Hayat işte..
Her seven layığına kavuşamıyor.
Görelim Mevlam ne eyler neylerse güzel eyler..

23 Haziran 2014 Pazartesi

ciğer kavurma



kurbandan kalan ciğerler tencereye konur kendi suyunu çekene kadar pişirilir sonra ister sıvıyağ, ister katıyağ, istenirse her ikisiyle soğan eşliğinde biraz sotelenip, yeşil biber, domates, tuz, baharat eklenerek pişirilir. Afiyet olsun..


ve beşamel soslu makarna

sonra sütlaçla tamamlanır.
bu günkü menünüz tamamlandı :)

18 Haziran 2014 Çarşamba

mutlu masalar

 ne lezizdir, ne pratiktir milföy.
koy içine kaşarı at fırına.
sıcak sıcak mmm..


daha önce de verdiğim bir tarif HULYA ( bacaklı )



yine tarif verdiğim elmalı kek, deneyin yumuşacık çok güzel.






güzel insanlarla, hoş sohbetlerle şenlenen bir masaydı.


ve salataların kraliçesi KISIR.

kırk yıldır hatırı sayılır kahve..
demeden geçemiycem.
gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane..

9 Haziran 2014 Pazartesi

akçaabat köfte



Akçaabat köftede yağlı kıyma, bayat ekmek içi, sarımsak ve tuzdan başka bir şey yok. Önemli olan çok yoğurmaktır.


afiyet olsuun..

yine Trabzon a has tatlardan daha önce de tarifini verdiğim tomara tavası..

Bu gün salı görünümlü cuma yaşıyorum. 

Allah' a emanet olun..

6 Haziran 2014 Cuma

SOMALİYE YARDIM

KARNIM ÇOK ACIKTI ANNE.. BUGÜN NE PİŞİRDİN ANNE. ÇOK AÇIM ve ÇOK SUSADIM ANNE. GALİBA ÖLÜYORUM ANNE...

Açlıktan, susuzluktan, hastalıktan, yoksulluktan, yoksunluktan.. 
Savaşlardan, bir türlü bitmeyen kaoslardan, acımasızlıkdan ve buna benzer bir çok nedenden dolayı  yaşamdan koparılan tüm 
'Dünya Çocukları'na ithafen..

Tekrar Yayın





Bugün ne pişirdin anne?.
Hep senin sevdiğin şeyleri yavrum. Hep senin sevdiğin şeyleri. Köfte, patates, peynirli makarna ve tatlı olarak muzlu pasta.

Bugün ne pişirdin anne?.
Yiyecek hiç bir şeyimiz yok yavrum. Hiç bir şeyimiz yok. 
Bir damla suyumuz bile yok.

Bekle yavrum, ne olur ölme. 
Dünya unuttu bizi, Türkiye'nin yardımları ise gelmek üzere..
Bekle yavrum ne olur, ne olur ölme..





Anne çok acıktım, bugün ne pişirdin? sorusuna, anneler genellikle:
-Hep senin sevdiğin yemekler yavrum veya Allah ne verdiyse onu pişirdimyavrum diye cevap verirler.

SOMALİ'de!. Somali'de ise:
-Umut çorbası. Lütfen yardım edin çığlığı ile duyun sesimizi aşı (yemeği).

Eğer çeteler olmasaydı, eğer sen yöneteceksin ben yöneteceğim kavgaları son bulsaydı, eğer devlet mevcudiyetini (varlığını) vatandaşlarına hissettirebilseydi, sömürge mantığını yerleştirme çabasında olmasaydı bazı devletler, eğer insanlar düzen içinde olmanın ve hiyerarşinin kurallarını benimseyip birbirleriyle değil de, kuraklık ile, cahillik ile, olumsuz şartları oluşturan durumlar ile mücadele edebilselerdi, eğer tüm dünya bir dilim ekmeğin, bir dilim pizanın, bir tabak pilavın yarısından feragat edebilseydi Somali'li için; Mogadişu, Hergeisa, Kismayo, Berbera ve Marka şehirlerinde yaşam mücadelesi veren anneler o melun cevabı vermeyeceklerdi bebeklerine. 

Yiyecek hiç bir şeyimiz yok..

Sömürülmeye boyun eğmeyen bir devletleri, irade sahibi yönetenleri ve olumlu düzenin, doğru otoritenin güçlü nefesi olsaydı şayet, huzur içinde yaşayacakları evleri de olurdu anaların, mutfakları da.. 

Hanelerinde elektrikleri, ocakları, çorba pişirebilecekleri bir avuç pirinçleri, şehriyeleri, mercimekleri.

Açlığın yorgunluğu ve ölümün kokusu; kucaklarında avutmaya çalıştıkları bedenleri sarmasaydı, o analarında önlerinde mutfak önlüğü, yüzlerinde gülücük yavrularına şu iki güzel cevaptan birini verirdi mutlaka: 
-Senin sevdiğin şeyleri pişirdim çocuğum veya tanrı ne verdiyse yavrum. Tanrı bize ne verdiyse.

Ey dünya uyuma; 
SOMALİ aç.
SOMALİ çaresiz.

SOMALİ'de su yok. Ekmek yok. Aş yok. Pişirecek, yiyecek hiç bir şey yok.

Anneler çaresiz. Evlatlar ölüyor. Sahip olduğu bir lokmayı hangi evladına yedirsin, hangi yavrusunu ölüme versin!. Kararsız. 

Ey dünya uyuma!.

Sen gökyüzündeki yıldızları, mehtap yerine seyrederken, SOMALİ'de yaşayanların evi yok. Çatısı yok. Yıldızların güzelliğini seyredecek mecali yok.

Ey dünya uyuma!. 

Sen kapını kilitleyip güven içinde, huzur ile yatağında yatarken, SOMALİ'linin kilitleyecek kapısı yok. Güveni yok, güvenliği yok. 

Ey dünya uyuma!. 

Sen; su, soda, kola içerken, o susuzluğunu dudaklarına çaldığı bir damla su ile gidermeye çalışıyor. Sen hazımsızlığına çare bulurken, SOMALİ'li midesinin, bağırsaklarının çığlığına, açlığına, susuzluğuna ne yazık ki çare bulamıyor.

Haydi dünya bir şeyler yapalım..

Tüm dinler, diller, ülkeler, insanlar gönül gönüle verelim. El ele tutuşalım. Bugün pişirdiğimiz yemeklerden bir tabağı yemeyelim, yarın için arttıralım. Yarın pişireceğimiz yemek malzemelerinin parasını ise SOMALİ'ye yollayalım...

Bir bardak suyun yarısını içip yarısını dökeceğimize, bozuk çeşmeden damlayan o tek damla suya kayıtsız kalacağımıza; varlıklarımızı SOMALİ insanları ile paylaşalım.

Haydi dünya onlara;
UMUT olalım. 
ÇARE olalım.

Ekmek olalım, su olalım, ilaç olalım.
Koli olalım, binlerce koliler olalım.
Tırları dolduralım, uçakları dolduralım. SOMALİ'ye doğru yola çıkalım..

Duydum ki bu gün Londra'da, Somali Konferansı başlamış.

Sende duy, sende bil Somali, TÜRKİYE'm tüm dünyayı uyandırmış.

Dayan Somali dayan!.
Yakında açlığın da karnı doyacakmış. Ölümün de..

 
                                             
Lütfen; izleyicim olun veya olmayın; herkes ile paylaşın. Yada sizde düşüncelerinizi yazın. 


Somali kurtulsun diye. 
İnsanlık ölmesin diye...

3 Haziran 2014 Salı

davet masaları



ablamlar, yeğenler, enişteler.
güzel bir hafta sonuydu.
Tekrarını dileyerek masada neler varmış bakalım ve tarifleri sonraya bırakalım..











Börekler 








 -Anne bıktık senin bu kekinden
- ! ... 

değişik şeyler yapıcam diyorum elim varmıyor :D

1 Haziran 2014 Pazar

gözleme



gözleme!
olumsuz, oysa gözle olmalıymış. Bol bol gözle :)
içi patatesli mmmm..

patatesler rendelenir, domates, tuz, baharat eklenip az sıvıyağda pişirilir.
bir adet yufka fırçayla sıvı yağlanır, katlanır ve harçtan konulur, tekrar katlanıp kare elde edilir ve tavada kızartılır.
öğleye çayın yanına yapın arkadaşlar.

Pazartesiniz bereketli olsun baaayy