çiçek2

29 Kasım 2012 Perşembe

Fotoğraf


sevgili arkadaşlarımla kahvaltı..ama en güzeli arkadaşım kızı baksanıza  :)


ben bu ben varya bu ben çocukların ısrarlarına dayanamayıp şanslıyı yıkayıp eve aldım ama nankör ne yaptı dersiniz halıya çiiiiş ..zaten şimdi o halının yerinde de yeller esiyo hahaaa

Bu bizim köpeğimiz şanslı. Bakmayın böyle mahsun durduğuna o kadar yaramazlık yaptıki anlatsam inanmazsınız. Ama bir pazar sabahı eşim sinirden kudurup onu bi arkadaşına verdi. Şimdi üzülüyoruz ama..


büyük olanın adı güzel surat ama kendini köpek sanıyo neden mi  devamı haftaya


bahçemin süsleri
 
öğle arası peynirli yedik :)



gelen yorumlarda  ünlü çemen tarifimi isteyenler var en kısa zamanda fırsat bulunca yeni postlarla gelicem şekerler.

28 Kasım 2012 Çarşamba

"Daha kendime gelemezken sana nasıl geleyim :) " Meri..
                 çoştum mu ne ;)


"Benim görkemli avizem sensin
Sabahları süslerin,
Akşamları ışıltın yeter.." Meri..



Takvim düzeni herkes için aynı olsa da,
Zaman herkesin içinde başka türlü ilerler...!

*Murathan Mungan



 

MAVİ GÖZLÜ DEV

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
...

bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev.. Nazım Hikmet




"Ne olursa olsun arkadaşlarını kırmayabiliyorsan, şu kısacık hayatta saygılı oluyorsan, görüşünden, görünüşünden, maddi durumundan, cehaletinden dolayı aşağılamıyorsan emin olun kazanan siz olacaksınız.Susmak hiç bir şey bilmediğinden değil bildiklerini öğrenmek istemeyenleri üzmemek içindir..MERİ"
"Çok şükür uyanabildim, işim var gelebildim, sağlıklıyım , evim var çoluk çocuğum var.Ülkemde savaş yok, özgürüm, arkadaşlarım var, çayın tadıda çok güzel daha ne olsun . ŞÜKROLSUN ALLAHIM..MERİ' den inciler...

"Bir defa dalga geçersen sana ayıp, ikinci defa dalga geçersen bana ayıp"




akşam dolmuştayım diyalog şu
"ömer nahaaa.."
"iy neaaa.."
Açılımı "ömer ne haber"
"iyi ne olsun "
:)))))


27 Kasım 2012 Salı



dağ bayır gezerken topladıklarım :)


Malzemeler:
1 paket instant maya
2 su bardağı ılık su
2 kaşık sıvı yağ
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
yeterince un(yarım kilo kadar)

üzerine:
3 domates
1 kaşık domates salçası
1 kaşık sıvı yağ
1 kaşık kekik
mısır, zeytin, sosis, sucuk,kaşar peynir

Yapılışı:
unu, mayayı,şekeri,tuzu koyup karıştıralım ılık su ve sıvı yağıda ekleyip yoğuralım.Çok cıvık veya çok sert bir hamur olmayacak. Üzerini kapatıp sıcak bir yerde bekletelim.
Bu arada domatesleri rendeleyelim salçayla sıvıyağ,az tuz, kekik koyup karıştıralım. Kaşar peyniri rendeleyelim ben telli kaşar kullandım.Zeytinin çekirdeklerini çıkartıp bölelim.
Yağlanmış tepsiye hamuru elimizle bastırarak yayalım.Üzerine domatesli harçtan koyalım sonra kaşarı dökelim istenildiği kadar zeytin, sosis, sucukla ben mısıda koydum, bitirelim.200 derece fırında pişirelim. Haarika görünüyor dimi. Benim çocuklar pazar kahvaltısında bayılırlar.

sonbahar



"Henüz yapraklar düşmemişken geçmeliyim bu yollardan
Henüz rüzgarda dans ediyorken saçlarım yapraklar gibi
Perçemimle oynamalıyım küçük kızlar gibi
Ilık havalar çiçek kokularını getiriyorken bana kokular sıkmamalıyım mesela
Az zaman kalmışken kışa güneş ısıtmalı beni baharda
Ellerimden kayıp gitmeden ya da zamansız yere düşmeden yaprağım
Sonbaharın kıymetini bilmeliyim hayat gibi..."Meriden inciler..
"Alçak gönüllüysen, manavına, kasabına, otobüste gördüğüne , sümüklü bir çocuğa, evine girmeye çalışan kediye, çarşaflı bir kadına, mini etekli bir genç kıza, pazardaki köylüye, ihtiyar bir delikanlıya, karnesindeki zayıftan utanan öğrenciye, sabah gülümseyerek kalkan eşine, mızıldayan çocuklarına, bahçendeki çiçeklere, zamansız gelen misafirlerine, geniş düşünemeyen akrabalarına, ulaşamadığın hayallerine, bozulan sağlığına, çok mutlu olduğun anlarına, annenin ölümüne, merhametli yüreğine, yaşlı gösteren aynalara.....GÜLÜMSE...HATTA ISLIK ÇAL...ALLAHI DÜŞÜN ...HAYAT BÖYLE GÜZEL..."Meriden inciler..
"Yandaki evde oturan biraz yaşlıca komşu amcamın abisi ameliyattan çıkıyor hep beraber başına toplanıyorlar sedyeyle odaya geliyor adam o kadar yaşlı ve zayıf ki elleri ayakları büzüşmüş ve hala kendinde değil yan komşum çocukları falan hastanın ellerini ayaklarını ovuşturuyorlar ilgileniyorlar neyse bu arada hemşire geliyor 'napıyorsunuz hastaya' ' e ilgileniyoruz hastamızla' ' ama bu sizin hastanız değilki sizin hastanız yoğun bakımda' 'komşum nasıl olur bu benim abim' hastanın gelini kayınpederini inceler inceler 'aaaa bu babam değil'........." =) Meriden inciler
Ey gözleri hüzünlü kalbi kırık kadın
Nedir senin bu halin
En çok seni mi üzdüler
En çok seni mi anlamadılar
En çok sen mi sıkıntılısın
...

Yoksa hiçbiri mi
Yoksa hayat mı
Yoksa ümitsizlik mi
Yoksa sevgisizlik mi
Ne var ne
"Yok bişi" deme
Var biliyorum
...................
Anlamazlar....Meri...

arkadaş günümüzden köy manzarası eşliğinde açık büfe..


"Siz çocuklarım hakkınızı bana helal edin bebektiniz konuşamıyordunuz, korkuyordunuz, çaresizdiniz, beni istiyordunuz ama ben sizi nasıl bıraktım, hiç tanımadığım veya tanıdığım insanlara bıraktım.Ağlayışlarınızı kapıdan dinleyerek, hastayken yanınızda olamazken, telefon annesi olarak, oyuncak alan anne olarak, cici kıyafetler alan anne olarak, her günü nasıl geçirdiğinizi göremeden, acaba düştünüz mü, anne diye ağladınız mı, size kızdılar mı, dövdüler mi, yüreğiniz burkuldu mu, içe kapanık mı oldunuz, merhametsizler de rastladı mı size, aç mı kaldınız veya zorla mı yedirildiniz, görmemeniz gereken şeyler mi gördünüz, acaba benden nefret mi ettiniz veya bırakmasın diye seviyor mu gözüktünüz, ne çok üzüldüm kim bilir sizi oysa ben en fedakar anneydim .....Hayır şimdi anlıyorum ki en kötü anne bendim. Elbet geçinip giderdik, elbet herşey yoluna girerdi ama sizin bebekliğiniz geri gelmiyecek.Şimdi size her defasında sizi çok seviyorum desemde şefkat göstersemde biliyorum ki o günleri affettiremem çok özür dilerim çocuklarım çok ...anneniz Meri.... :(


"Bir yol var eninde sonunda o yol benim
Şimdilik oyalanıyorum, ıslık çala çala geziniyorum
Gülümsüyorum, bazan haksızlıklara sıkılıyorum
Ama çoğunlukla haklı oluyorum
Ellerimi kadife güllerde yumuşatıyorum
...
Yüzümü yağmurla nemlendiriyorum
Kucağımı çocuklarımla dolduruyorum
Kalbime arkadaşlarımı, eşimi, ailemi koyuyorum
Kaybettiklerimle burnumu sızlatıp tekrar ıslık çalıyorum
Tutturuyorum bi türkü sesimi çok beğeniyorum
Sonra tüm dünyanın mutsuzluğuyla üzülüyor
Vee salyangozun duvara yapışmasına kahkaha atıyorum
Ben biraz deliyim biliyorum"... Meriniz




çok güzeeel dinleyin dinlenin :)



DEĞİŞİK GİYSEM, KIYAFETLERİMDEN SIKILDIM, DOYUMSUZLUK


Ne çok şey alıyoruz aslında ama yine yok yine yok.Alışverişe gidip mutsuz dönüyoruz.Çünkü alamadıklarımızda aklımız kalıyor. Aldıklarımızla mutlu olamıyoruz .Eve gelince iki üç parça şey almışım bi dünya para tutmuş diyoruz.Sonra dolaplarımızın doluluğundan şikayetçi oluyoruz, poşet poşet veriyoruz. Can sıkıntısından alışverişe gidiyor kredi kartı ayrıntısı gelince daha çok sıkıntıya giriyoruz.
Oysa yırtılan çoraplar, dizleri aşınmış eşofmanlar, eskimiş halılar, koltuklar bana mutluluk veriyor 'bak kullanmışım ne güzel' diyorum. O zaman değiştirmek hoşuma gidiyor.Mutluluk insanın içindedir ne olursa olsun gülümseyebilmektir. Gülümsemeniz dileğiyle ....

26 Kasım 2012 Pazartesi

:)



Ne yazarsam yazayım sizin anlayacağınız SEVGİ dir..



"kış gelmeden yazı bekleyene Meri denir"




Uykusuzluk sorunsalı :)

İnsan kaç saat uyumalı ki 5-6-7-8 .... Aslında herkesin uyku aralığı kendine göredir.Bunu da şöyle anlayabilir; uyanınca sinirli misin? bir türlü ayılamıyor musun?
başın mı ağırıyor? uykusuzsun kardeşim...Benim gibi..E ne zorun var , bebek mi var beşikte, gece nöbetin mi var hastanede ne nee... valla rahat batıyor.. Şimdi bak melun melun....

:))


meri kaçar






SEBZELİ MANTAR
Yıkayıp doğradığımız mantarları  bir tavada suyu çekene kadar pişiriyoruz.
O pişerken başka bir tavaya 2 soğanı minik minik kesip 1 yemek kaşığı tereyağ ve 1/2 çay bardağı sıvı yağda kavuruyoruz sırayla minik kesilmiş 2 yeşil biber, 3 domates (kabuklarını soyuyorum), 1 kırmızı biber koyuyoruz ve suyunu çekmiş mantarlarıda ilave edip tuz,ve baharatlarla lezzetlendiriyoruz. En son bol maydanozla servise hazır hale getiriyoruz.Mmmmmm yumuluuunn...



MAYALI POHAÇA




Mayalı pohaça
1 adet instant maya
1 su bardağı ılık su
1 su bardağı ılık süt
4 yemek kaşığı (dolu değil) şeker
         içindekiler eriyene dek karıştırın
1 su bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı tuz
         karıştırıp un ilave edip, sert olmayan bir hamur yoğuruyoruz.Hamuru güzelce sarıp sıcak bir yerde mayalanmasını bekliyoruz.(yaklaşık 30-60 dk.)
        Mayalanan hamurdan küçük bezeler ayırıp içine peynir, kavrulmuş kıyma v.s. koyup, üzerine y.sarısı (yumurta sevmeyenler yoğurtta sürebilir), çörekotu, susamla 180 derecede kızarana kadar pişirebilir.(20-30 dk.)
        Sonuç böyle oluyor, afiyetler olsun şekerler...















"Eşim bana fotoğraf çekmeyi neden bu kadar çok seviyorsun diye soruyordu cevaplayamıyordum buldum... hayat kayıyor bende onu sabitliyorum :) ''  

dilek






BİR DİLEĞİM OLSAYDI
TÜM İNSANLIĞA MERHAMET DİLERDİM
NE ÇOK SEVMİŞİM YARATILANLARI YARATANDAN ÖTÜRÜ
SEVGİMİ, EMEĞİMİ, GÜZELLİKLERİ
HAYATA DAİR NE VARSA
SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM
MERHABALAR.....